25 Şubat 2009 Çarşamba

MUMBAİ



Bollywood’un albenisi, ara sokaklarının çaresizliği, sahillerindeki eğlenceleriyle Mumbai’de farklı atmosferlerle karşılaşmak mümkün. ‘Milyoner’ filmiyle hatırımıza gelen şehir nasıl mı?

8 dalda Oscar ödülü alan orijinal adı ‘Slumdog Millionaire’ olan ve Türkçeye ‘Milyoner’ olarak çevrilen film bizi Hollywood sinemasından uzaklaştırdı, Bollywood sinemasının izini takip ettik. Hindistan’da bulduk kendimizi. Filmi izlerken kaybolan aşkların şansla mı, parayla mı yoksa kaderle mi bulunabileceği anlatılırken Mumbai sokakları ve Hindistan’daki yaşam dikkat çekiyor. Mumbai Hindistan en büyük şehri ve Maharashtra devletin başkenti olarak biliniyor. Şehir, ‘Milyoner’de de net şekilde yansıtıldığı gibi iki uç hayatın yaşandığı hareketli şehirlerden bir tanesi. Bollywood sinema endüstrisinin merkezi olduğu için Mumbai ünlü ve oyuncu olmak isteyen insanların adresi olarak biliniyor. Şehrin tarihine bakıldığındaysa önce Portekizlilerin sonra İngilizlerin eline geçen yedi tane ada biliniyor. İlerleyen dönemlerde Doğu Hindistan şirketi tarafından kiralan bu adalarda ticaret ve nüfus arttığı için çok özel bir projeyle adalar birleştiriliyor ve çok kültürlü bir bölge olan Mumbai çıkıyor ortaya. Mumbai’de nasıl bir şehir mi? Başlıyoruz…

NE YAPILIR?
Mumbai denince şehrin renkli ve tozpembe yanı olan Bollywood geliyor akıllara. Eğer tatil programınızdaki şehirlerarasında Mumbai de varsa öncelikle kuzeyde yoğunlaşan Juhu kumsalı civarında kümelenmiş stüdyoları ziyaret edebilir, yapımcılarla tanışabilirsiniz. Hint sinemasının stüdyo işi dramlarının yanı sıra bağımsız filmler konusunda da gelişme gösterdiğiniz unutmayın. Bollywood denilen hayal makinesinin gösterişli ışıklarından Mumbai’nin sokaklarına döndüğünüzde bambaşka bir manzarayla karşılaşmaya hazır olun. Havaalanından şehre giden yola çıktığınız andan itibaren otoyolun iki kenarında sıralanmış barakalarda tüm ihtiyaçlarını sokaklardan karşılayan ve bu barakalarda yaşayan insanlarla karşılaşacaksınız. Gateway of India (Hindistan geçit yolu) İngilizler döneminden kalma bir önemli bir yapı ve Hindistan’ın simgesi olarak bilindiğinden buraya uğramadan olmaz. Şehrin ve ülkenin ruhunu tanımaya başlamak için ideal bir nokta olan yapı özellikle geceleri ve hafta sonları önemli bir buluşmak için ideal. Yine İngiliz döneminden kalma Chhatrapati Shivaji Terminali (Victoria Terminali) gotik yapısıyla Mumbai’nin kalbi olarak tanımlanır ve burada yaşanan kaos mutlaka görülmelidir. Bu istasyon gibi yine Fort bölgesinde yer alan, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan St. Thomas Katedrali büyüleyici güzellikteki bir başka yapı. Worli’de yer alan Nehru Planteryumu ve Nehru Merkezi (Nehru Planetarium and Nehru Center) görkemli mimarisiyle ve göz alıcı kulesiyle dikkat çekenler arasında. Bu kompleksin içinde müze, tiyatro ve restoran gibi vakit geçirebileceğiz mekânların da bulunduğunu unutmayın. Hindistan’da UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bir başka yer de Elephanta Adası’dır. Adada maymunlara dikkat etmeniz gerektiği tüm ziyaretçiler tarafından buraya ilk defa gelmiş turistlere tavsiye ediliyor. Bu adanın doğal güzelliklerin yanı sıra Hinduizm’i de ayrıntılarıyla öğrenebilirsiniz. Mani Bhavan Gandhi Müzesi ise Mumbai’nin önemli turistik merkezlerinden biri. Gandhi’nin yaşadığı bu küçük evde hayatının fotografik bir özeti, Hitler ve Roosevelt’e gönderdiği mektupları görmeniz mümkün. Müze gezmeye başlamışken Prince of Wales Müzesi’ne de uğramalısınız. Wellington Meydan’ında bulunan Hint-gotik mimarisin önemli örneklerindendir ve burayı tamamıyla gezmek istiyorsanız en az yarım gününüzü ayırmalısınız. Şehrin yedi adanın birleştirilmesiyle oluşturulduğunu söylemiştik. Böyle doğal bir liman şehrin kumsalları da tahmin edebileceğiniz gibi çok güzeller. Şimdilerde kirlilik sebebiyle denize rahatlıkla girilmese de en çok bilinen plaj Mombai’nin merkezinde bulunan Chowpatty sahili. Bir bayram yerine benzeyen bu kıyı şeridinde Hint yaşam tarzının küçük bir kesitini gözlemlemek mümkün. Çeşitli cambaz gösterileri, kumsalda top koşturan çocuklar, dilenciler görebilirsiniz. Bu sahilde bolca bulabileceğiniz Mombai’nin ünlü aperatifi Bhel Puri ve Kulfi (yerel bir dondurma)’nin mutlaka tadına bakmalısınız. Geleneksel Ganesh Chaturthi Festivali her yıl Temmuz ayında Chowpatty Plajı’nda gerçekleşiyor. Bu festivalde fil kafalı tanrı Ganesh’in dev boyutlardaki maketlerinin törenle denize indirilmesiyle çeşitli gösteriler yapılıyor hatta 2009 yılındaki Ganesh Chaturthi 23 Ağustosta başlayacağını söyleyebiliriz. Mahalaxmi Bridge yönünde yürüdüğünüzde Mumbai’deki toplu çamaşır yıkama yerini görebilirsiniz. Bu çamaşırhane, tüm Mumbai’nin kuru temizleme ve çamaşır yıkama dükkânlarından gelen çamaşırların; topluca yıkandığı, kurutulduğu ve ütülendiği bir yer. Ayrıca Mumbai’nin en ilginç tutkularından bir de kriket oyunudur. Hangi meydandan ve sokaktan geçerseniz geçin kriket oynayan insanlara ve çocuklara rastlayacaksınız. Sokaktaki herhangi biri bile kriket liglerinin oyuncularını sayabilir.

NASIL GİDİLİR?
Türk Hava Yolları ile İstanbul’dan Mumbai’ye direk uçuşlar sağlanıyor. Yaklaşık 9,5 saat süren yolculuk sonrasında Mumbai Havaalanı’na varmış oluyorsunuz.

BOMBAY MI, MUMBAİ Mİ?
Mumbai’nin ismi yakın dönemlerde değişikliğe uğradığı için sürekli karıştırılır ve iki isim de kullanılır. 16. yüzyıl’da bölge Portekizliler’in himayesindeyken iyi körfez anlamına gelen Bom Bahia ismini vermiş. Bu isim bölge İngilizlerin himayesinde geçtiğinde ingilizceleştilmiş ve Bombay olmuş. 1995 yılında ise Hint tanrıçası Mumba'dan türemiş Mumbai olarak değiştirilmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder